6 Mart 2018 Salı

Yirminci Bölüm - Baba

"Yetişkinler şunu hesap edemiyor: Bu çocuk bir gün büyüyecek. Karşısındaki sandalyeye bir yetişkin olarak oturup ondan hesap soracak. Hem yaptıkları için, hem yapmadıkları için."

Aylin babasının yüzündeki çizgilere baktı. Ne kadar yaşlanmıştı. Onunla görüşmeyi reddettiği, hırçınlıkla harcadığı, ondan nefret onca zamanın acısı içinden sessizce gelip geçerken önünde kavuşturduğu ellerinin üzerine bir damla yaş damladı. Babası uzanıp yanağını sildi. Elini çekmeden "Çok büyüdün. Yetişkin bir kadın olarak oturuyorsun karşımda. Şimdi benden hesap mı soracaksın benim küçük kızım?" dedi. Sesi giderek zayıflamış "küçük kızım" derken titremişti. 

"Hesap sormak değil. Anladığımı söylemek istedim sadece. Geç oldu ama anladım" dedi Aylin. "Keşke bu kadar uzun sürmeseydi." 
"Seninle küs olarak ölmedim ya, bu yeter bana" dedi babası. 

Annesi ve abisi ile görüşmeye devam ettiğini biliyordu babasının. Yeni yaşamında mutlu olduğunu biliyordu. Bu bilgi onu önceden çileden çıkartırken şimdi ne kadar mutlu ediyordu. 

"Sevdiklerine sahip olmak zorunda değilsin kızım" dedi babası. "Ben seni uzaktan da, görmeden de, duymadan da, dokunmadan da seviyordum."
"Ben her şeyi kendisiyle ilgili zanneden şımarık bir çocuğum. Yine de beni seviyor musun?" dedi Aylin. Babasına şımarmayalı ne kadar uzun zaman olmuştu. Bunu ne kadar çok özlediğini fark etti. Babası güldü. "Hep seviyorum" dedi.

"Neden diye soracak mısın bana?" dedi babası.
"Hayır" dedi Aylin. 
"Oysa ben sana her şeyi en başından anlatmak için hazırlamıştım kendimi, şaşırdım." dedi babası, ellerini ovuşturdu sıkıntıyla, ne konuşacağını bilemez gibi...
"Ben sadece seni görmek istedim, artık kızgınlığım geçti sanırım." dedi Aylin. Kızgınlığı ne ara geçmişti ve babasını böyle özlemeye başlamıştı bilmiyordu. 
"Tuna'ya mı kızıyorsun şimdi?" diye sordu babası, Aylin babasının Tuna'nın ismini bile bilmesine şaşırırken tüm hikayeyi bildiğini fark etti. 
"Annem mi anlatıyor?" dedi.
"Aldığın her nefesten haberim oldu, benim öylece yaşamından çıkıp gideceğimi mi zannettin, babanım ben..." 
"öyle zannettiğim için yerini doldurmaya çalıştım sanırım, panikledim" dedi Aylin. Yaşadığı onca senenin tek nedenini bir cümleyle özetler gibiydi. Babasının açtığı boşluğu dolduramayan Teoman'ın da, fazlasıyla doldurup gözünü boyayan Tuna'nın da yokluğunda tekrar babasına mı sığınacaktı şimdi? Onun için mi affediyordu babasını? Onun için mi eskisi gibi kızmıyordu yoksa büyümüş müydü gerçekten?